Bir süredir dijital öğrenme tasarımında eğitimcilere Öğrenmede Evrensel Tasarım (UDL) prensiplerini anlatmaya gayret gösteriyorum. Bu yazıda canlı dersleri veya topyekun uzaktan eğitim müfredatlarını tasarlarken UDL modelini nasıl kullanabileceğimize bakacağız.
Öncelikle neden UDL? Asıl çıkış noktası mimarlık olan ve birçok beyin araştırması neticesinde eğitimde de yer bulan bu model, “Uzaktan eğitimde öğrencilere ulaşamıyorum.”, “Öğrencileri aktif tutmak çok zor oluyor.”, “Öğrencilerin öğrenip öğrenmediklerini göremiyorum” kaygısını taşıyan eğitimcilerin sorularına cevap verecek bazı ilkeler sunuyor.
Eğitimde, öğrenen merkezli olmak önemlidir, ancak uzaktan eğitimde öğrenen-merkezli olmanın önemi kat kat artıyor. Bu açıdan, UDL öğreneni merkeze alan, farklı öğrenme ihtiyaçlarına cevap veren, kapsayıcı ve öğreneni zihinsel ve etkileşimsel boyutlarda aktif tutmaya yarayan ip uçları veriyor ve her öğrenciye ulaşabilmeniz için öğretim yöntemlerinizi, materyallerinizi, ölçme-değerlendirme yöntemlerinizi farklılaştırmanız gerektiğini salık veriyor. Unutmayalım, öğrenemeyen öğrenci yoktur; öğrenmeye elverişli olmayan öğrenme ortamları vardır.
Şimdi bu UDL prensiplerine bakalım:
Prensip 1 (Engagement): Çoklu katılım ve motivasyon yolları sağlayın. Öğrencinin ilgisini çekecek, çabalarını sürdürmelerini sağlayacak ve öz-düzenleme becerilerini geliştirecek fırsatlarla katılımlarını sağlayın. Örneğin; asenkron olarak canlı dersin öncesinde veya başında onların konuyla ilgili neler bildiklerini ve neler öğrenmek istediklerini sormak, dersin sonunda ise mutlaka neler öğrenerek ayrıldıklarını almak onları daha fazla motive edecektir. Ben bunun için sıklıkla Padlet veya Wooclap kullanıyorum.
Prensip 2 (Representation): Bilgiyi çoklu temsil yöntemleriyle sunun. Öğrenenin bilgiyi algılamasını, kavramasını veya daha kolay hatırlamasını sağlayacak farklı alternatifler sunulmalıdır. Uzaktan öğrenmede bilginin farklı formatlarda sunulması (görsel, işitsel), iyi organize edilmiş olması, kritik kavramların vurgulanması ve aralarındaki ilişkilerin verilmesi daha da önem kazanır. Örneğin, yeni bilgiyi her zaman yazı veya canlı derste anlatım yoluyla vermektense farklılaştırmaya giderek kavram haritalama yöntemleriyle verebilirsiniz. Bunun için en çok kullandığım araç Mindmeister.
Prensip 3 (Action and Expression): Bu prensip ise, öğrenenin öğrenme sürecinde kendini ifade etmesi ve bildiğini uygulamaya koyabilmesi ile ilgilenir. Öğrenen senkron ve asenkron olarak aktif tutulmalı, her zaman dinleyen veya izleyen modda olmamalı; performansını sergileyebileceği ve bildiğini ifade edebileceği fırsatlar sunulmalıdır. Bunun için, video tabanlı bir platform olan Flipgrid ile öğrenciye performans ödevi dahil birçok çalışma yaptırabilirsiniz.
Öğrencinin ilgisinin süreç boyunca yüksek kaldığı, bilgiyi farklı modlarla aldığı, öğrendiğini uygulamaya koyabildiği ve kendini ifade edebildiği bir uzaktan öğrenme mümkündür. Ve bu ancak akıl ve emek koymak, tasarım yapmak ve öğrenci merkezli olmakla mümkündür.
Son olarak, dijital araç çantasını güçlendirmek önemli ama her şey değil. Her eğitimcinin, öğretme ve öğrenmeye duruşunu etkileyen öğrenme kuramlarını bilmesi ve tasarım modellerine hakim olması gerekir. Öğretimin “ders anlatmak” olarak algılandığı öğrenme ortamları – özellikle uzaktan eğitim – öğrenciyi mutsuz etmeye ve motivasyonunu düşürmeye devam edecektir.
UDL elbette yukarıdaki örneklerden ibaret değil; merak edenlerin mutlaka bu siteye göz atmasını öneririm: http://udlguidelines.cast.org/