Şirketler, hızlı esen değişim rüzgarına ayak uydurmak ve hatta yön veren olmak için çalışan eğitimi ve gelişimine yatırım yapmaya devam ediyor.

Benzer şekilde, çalışanlar da beceri ve yetkinliklerine katkı sağlayacak ve onları oyunun içinde tutacak gelişim fırsatlarını büyük oranda önemsiyor. LinkedIn’ın 4000 profesyonelle yaptığı bir araştırmada, çalışanların yüzde 94’ü gelişimlerine yatırım yapan ve katkı sağlayan şirketlerde kalmayı tercih ettiğini söylüyor.

Çalışan dünyasının eğitim ve gelişim ajandasına dijital perspektiften baktığımızda göze çarpan birkaç notu aşağıda sıraladım:

1. Büyük Veri ve Yapay Zekanın Yükselişi: Büyük veri ve yapay zeka, iş dünyasının bugünü ve geleceğine damga vuran konulardan biri ve günümüz iş dünyasının yeni normu haline geldi. Dolayısıyla, bu alanda temel bir okuryazarlığın tüm iş profesyonellerinin gelişim ajandasında olması gereken konulardan biri olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin, büyük veri dünyasını anlamayan ve onun dilinden konuşamayan bir pazarlama veya satış profesyonelinden söz etmemiz artık manalı olmayacaktır. Büyük veri nedir, nasıl elde edilir ve depolanır, büyük veri işlendiği ve yorumlandığı takdirde iş stratejilerine nasıl yön verebilir, yapay zeka uygulama alanları nedir, süreçleri nasıl iyileştirir gibi birçok sorunun cevabına dair temel düzeyde de olsa bilgi sahibi olmak tüm çalışanlar için bir gereklilik. Çoğu global şirket bünyesinde bulunan ve asli görevi iş problemlerine veri bilimi ile yanıt bulmak olan veri bilimi ve analitiği takımlarıyla etkin iletişim ve iş birliği sağlayabilme kapasitesi de ancak bu şekilde sağlanabilir.

2. İnsanı İnsan Yapan Nitelikler: World Economic Forum 2018 Future of Work raporundaki öngörü şu, 2022 yılı itibariyle 75 milyon pozisyon yerini makina ve algoritmalara bırakırken, 133 milyon yeni pozisyon doğacak. Otomasyonun bu denli artışa geçmesinin nihai sonuçlarından biri de hiç şüphesiz insana dair liderlik, etkin iş birliği, eleştirel düşünme gibi yetkinliklerin daha da önem kazanacak olması. Daha da ötesinde; mesleklerin, teknolojilerin ve iş dinamiklerinin baş döndürücü karmaşasında çalışanlar olarak korumamız ve geliştirmemiz gereken daha da temel özelliklerimizin olduğunu farkediyoruz. Yuval Harari’nin sıklıkla vurguladığı şekliyle, en çok ihtiyacımız olan – ve bence iş verenlerce de desteklenmesi gereken – niteliklerimizin başında; bilinmezliklerle, hız ve zorluklarla başa çıkmamızı sağlayacak “mental dayanıklılık” ve “duygusal denge”ye sahip olmamız geliyor. Bu da, eğitim ve gelişim profesyonellerinin çalışan eğitimlerini tasarlarken es geçmemesi gereken konu başlıklarından sadece birkaçı.

3. Çalışan Gelişiminde Dijital Öğrenme Çözümleri: IK profesyonelleri, eğitim ve gelişim programlarında öğrenme çözümü olarak dijital içerik ve platformların gün be gün daha da farkındalar. Yakın geçmişte yayımlanan bir ATD raporuna göre, işverenlerin yüzde 90’ı dijital çözümlere baş vurduğunu belirtmiş. Daha ekonomik olması ve aynı anda çok daha fazla çalışana ulaşabilme kapasitesi nedeniyle dijital çözümler daha da popüler hale geliyor. Öte yandan, bazı dar boğazlar da yok değil. En büyük çıkmazlardan biri, yoğun çalışma temposu nedeniyle çalışanın dijital öğrenmeye yeterince zaman ayıramaması ve dijital öğrenmenin yeterli motivasyonu doğuramaması. Bu noktada alınabilecek birkaç önlem:

    • İçerikten evvel, öğrenme deneyimi tasarımı yapmak ve öğrenme ile gerçek hayat arasında bağlantılar kurmak.
    • İnteraktif bir öğrenme deneyimi tasarlamak. Hiçbir çalışan için saatlerce video izlemek motive edici olmayacaktır.
    • ATAWAD (Anytime, Anywhere, Any Device) prensibi gereği, öğrenmeyi her zaman, her yerde ve her cihazdan erişilebilir hale getirmek. Özellikle mobil cihazlardan erişilebilir olmalı.
    • Didaktik bir tondan ziyade öğrenende duygusal etki ve bağlar yaratmak. Storytelling bunun için bir seçenek olabilir.
  • Görsel malzemede tasarıma önem vermek; modern ve ilgi çekici grafikler kullanmak. Yeni nesil çalışan profilinin sosyal medyada görmeye alışık olduğu grafik kalitesini ve ötesini hedeflemek gerekiyor.
  • Eğitim ve gelişim yolculuğunu kişiselleştirmek. Dijital dünyada alışverişten dizi-film sektörüne birçok hizmet kişiselleşirken çalışanları tek tip bir öğrenme deneyimine maruz bırakmak ne kadar motive edici?

Özetle,

Öğrenme ve gelişim sektörü büyük bir sektör ve özellikle global şirketler her yıl çalışan gelişimi için büyük bütçeler ayırıyor. Hiç şüphesiz, dijital ve teknoloji dünyasında olup biten tüm gelişmeler IK profesyonellerini ve onların tasarladıkları eğitim programlarını da direkt olarak etkilemekte. Bu noktada, IK profesyonelleri için 1) çalışanların büyük veriyi ve etkilerini anlamasını sağlamak, 2) insani yetkinlikleri önceliklendirmek ve 3) dijital öğrenmeyi çalışan için daha motive edici hale getirmek birkaç kritik konu başlığı arasında yer alıyor.